Şu sıcak yaz günlerinde özellikle yazlık mekanlarda sivrisineklerle başımız çoğu zaman derttedir. Uykunuzun en tatlı yerinde ve ya tam uykuya dalmak için yastığınıza kafanızı koyduğunuzda size sanki uyutmamak için it dalaşı yapan uçaklar gibi kulağınızın dibinde beliren o vızıldama sesiyle irkilirsiniz. Kimilerinin bana dokunmaz diyerek tatlı uykularına devam eder, kimimizde o sesten ve o sivrisineğin varlığında rahatsız olup ava çıkarız. Aslında pek zararlı bir canlı olmadığı düşünülsede bir çok bulaşıçı hastalıkların taşıyıcısı olabiliyorlar. Sıtma, Sarı Humma,Nil Humması gibi sivrisineklerle bulaşabilen hastalıklardan sayılabilir. Sivrisinek ısırıklarından muzdarip olan bir çok kişi çeşitli kimyasal ilaçlarla ve doğal korunma yöntemleriyle kendince önlem alabilmektedir. Uzmanların tavsiyelerinde bu kullanılacak olan kimyasalların 3 aylık ve daha küçük bebekler üzerinde kullanılmaması, 3 aydan büyük bebeklerde ise doktor tavsiyesiyle kullanılması gerektiğini, alerjik reaksiyon gösteren kişilerin özellikle doktor kontrolünden geçerek verilecek olan ilaç, kremleri kullanmaları tavsiye edilmektedir.
Günlerden bir gün günün yorğunluyla yatağıma uzanmış. Tatlı bir uykuya dalmıştım. Tam o sırada kulağımda bir vızıldama sesiyle irkildim. Sesten rahatsız olsam da uykunun tatlığına kanıp sivrisineğe söylenerek uykuya dalmışım. Bir süre sonra sivri kardeşi rüyamda karşımda gördüm."A bee abiciğim ne yaparsın." demez mi ? Bir hışımla kalkıp boğazına sarılmak isdedim. Tabi sivrisinek uçarak uzaklaştı benden. Sivrisinek kardeşin beni kızdırmasından dolayı istemeden de olsa bir ağız dolusu küfür saydım. Bizim sivri kardeş "kusura bakma abiciğim." diyerek söze girdi. "Ben bir bayanım o kelimeler size hiç yakışmadı." diyerek başladı kendini anlatmaya.
İsmini Sivrisinekgiller (Culicidae) olduğunu. Soylarının dinozorları kadar dayanmakta olduğunu. Yaklaşık 3000 türünün bulunduğunu. Erkek Sivrisineklerinin sadece bitki özleri ve polenle beslendiklerini. Kendi gibi dışı olan türlerinin soylarını devam ettirmek için protein yönünden zengin olan kana ihtiyaç duyduklarını. Ortalama bir dışı sivrisineğin 3000 taneye yakın yumurta bıraktığını.
Dişi sivrisineklerin avlarının yerlerini duyargaları ve üç çift bacaklarındaki alıcılarla buluduklarını, Alıcılar ile nem, ter ve ısı özelliklerini saptadıklarını. Dişi sivrisinekler insanın nefes verirken çıkardığı karbondioksit bulutu içinde, ileri geri hareketler yaparak bu bilgileri değerlendirirler, avın yararlı olacağına karar verirlerse eyleme geçtiklerini. Bazılarının, sivrisinek bana dokunmaz? demelerinin esas nedeni ter ve nefes kokularının, sivrisinek için cazip ve özendirici olmaması olduğunu. Sivrisinek sanıldığı gibi içi delik ve sivri uçlu bir boruyu deriye sokarak kanı emmediklerini. Sivrisinekte ağzın altındaki kesede iki tüp, iki de neşter olarak kullandığı testere ağızlı bıçak olduğunu. Önce bıçaklarla deride delik açıp, sonra tüplerden biri ile tükürüklerini bu deliğin içine akıtığını. Bu tükürük insan kanının pıhtılaşmasını önler, böylece ikinci tüpü sokarak, sıvı kanı size fark ettirmeden kolayca emdiklerini. Karın bölgelerinin esnek olduğunu ve ele bildikleri kadar kanı emdiklerini. Nasıl şiş bir karınla kurbanın yanından uzaklaştıklarını.
Bir güzel bana anlatı. Bunları anlatırken ayak bölgem de hafif bir yanma, kaşıntı hissettim. Bu ne derken bizim sivri sinek kardeşin soydaşlarından bir kaçının ayağımın üzerinde çalışma yaptıklarını gördüm. Şimdi bu ne dediğimde. "Be abi bırak gariplerde nasibini alsın beyaa. Kizancıklar evde bizi bekler."dedi. "Şöyle bir arkana yaslan hatta uyumana bak bakem. Bizim az işimiz kaldı. Zaten sen simdi uyanacaksın. Kızançık uyanacak." Demesiyle bir ağlama sesiyle uyandım. Bizim ufaklığın mama saatti gelmesinden dolayı ağlamaya başlamıştı. Hani derler ya atalarımız "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" diye. Bizim sivri kardeş arada bana rüyada hayat hikayesini anlatırken işinide görmüş ayaklarımda, bacaklarımda bir düzüne şişlik ve kaşıntı bırakıp şiş bir karınla yoluna koyulup gitti.
Yorum Gönder